4 Şubat 2009 Çarşamba

Açlık krizlerine psikolojik nedenler

Karnınız aç olmadığı halde bir şeyler atıştırmak için dayanılmaz bir istek duyuyorsanız, bunun ruhunuzdan gelen imdat çağrısı olduğunu bilmelisiniz! Çünkü psikolojide, her besine duyulan ihtiyaç, farklı psikolojik sorunları temsil ediyor.

Öğle yemeğinden sonra pek fazla zaman geçmedi ama mideniz bir şeyler yemeniz için karşı konulmaz sesler çıkarıyor.
Ağzınıza bir-iki lokma atmadan rahat edemiyorsunuz. En garibi de, böyle zamanlarda sürekli aynı şeyi yemek istiyorsunuz.
Bu çikolata da olabilir, kızarmış patates de. Belki de patlamış mısırsız yapamıyorsunuz. Uzmanlar bunun psikolojik bir bozukluktan kaynaklanan bir besin takıntısı olduğunu söylüyorlar. Yine uzmanlara göre, beslenmek sadece karın doyurmanın değil ruhun bir bölümünü doyurmanın da yolu. Eğer kişinin ruhsal bir sorunu varsa, o boşluğu bir yiyecekle doldurmaya çalışıyor. Yani atıştırmak istediğiniz besinden aslında ne tür bir probleminiz olduğu anlaşılıyor. Onları keşfederek bu problemlerden kurtulmak elinizde.

Mayonez
Yorgunluk ve teselli ihtiyacı duyanlar, atıştırırken genellikle mayonezli sandviçleri tercih ediyor. Siz de sandviçinizi mutlaka mayonezle tatlandırarak yemek istiyorsanız, moralinizin biraz bozuk olduğunu ve sıkıntınızı paylaşacak bir dosta ihtiyaç duyduğunuzu söyleyebiliriz. Bu gibi durumlarda en etkili çözüm, sizi üzen şeyin ne olduğunu düşünüp ona göre hareket etmeniz olacaktır.

Salata

Sağlıklı bir beslenme yolu gibi görünebilir ama bu aralar aşırıya kaçıyorsa dostlarınızın yardımına ihtiyacınız var demektir. Gün boyunca sık sık büyük porsiyonlar halinde salata yemeye başladıysanız dostlarınızın ilgisine ve fikirlerine ihtiyacınız olabilir. Neden dostlarınızdan birini aramayı denemiyorsunuz?

Patlamış mısır
Televizyonun karşısına geçip kocaman patlamış mısır kasesini de kucağınıza yerleştirdiniz mi sizden mutlusu yok... Bilin ki üzerinizde büyük bir baskı var. Öncelikle bu baskıya neyin neden olduğunu düşünün, daha sonra baskı yaratan unsurları ortadan kaldırmaya çalışın.

Peynir-ekmek
En çok başvurulan atıştırmalıklardan biri de peynir-ekmek ikilisi. Canınız sürekli, bolca krem peynir sürülmüş ekmek istiyorsa, bu sıralar kötümserliğiniz üzerinizde olmalı. Uzmanlara göre, olaylara ne- gatif yaklaşmaya başlayan ve sürekli her şeyin kötü yönünü görenler peynir tüketme ihtiyacı duyuyor. Sizin de peynir tüketiminiz bu aralar arttıysa kendinizi biraz daha iyimser olmaya zorlayın ve olayların pozitif yönlerini düşünmeye çalışın.

Çikolata
Her an çikolataya saldırmaya hazır biriyseniz... Kendine güven konusunda eksikliğiniz olabileceğini hiç düşündünüz mü? Çikolata düşkünlerinin çoğu, kararsızlıktan yakınıyor. Bazıları da sosyal ortamlarda rahat edemiyor ve insanlardan uzaklaşmaya çalışıyor. Siz de bu gibi duygulara yabancı değilseniz, önce ilişkilerinizi sonra da kararlarınızı gözden geçirin.

Kızarmış patates

Şu sıralar hayatınızdan pek memnun değilseniz, sürekli patates kızartması yeme ihtiyacı duyabilirsiniz. Sinirleriniz biraz gergin olabilir. Bunun için öncelikle, hayatınıza yeniden anlam kazandıracak bir uğraş bulmaya çalışın.

Dondurma
Bir-iki top dondurma sizi tatmin etmiyor, bir solukta bütün dondurma kasesini bitirdikten sonra bile dondurma isteğiniz geçmiyor... Cinsel hayatınızda bazı sorunlar yaşıyor olabilirsiniz. Tekrar mutluluğu yakalamak için öncelikle eşinizle konuşmaya çalışın. Sorunun kaynağını anlamak için bir uzmandan yardım almaktan da çekinmeyin.

Bisküvi

Sütle bisküvi atıştırmayı sevenlerdenseniz, kafanız biraz karışık olabilir. Yanlış seçimler yapmış ve yanlış kararlar vermiş olmaktan korktuğunuz için farkında olmadan vücudunuz tepkisini böyle gösteriyor. Kararlarınızı tekrar gözden geçirin ve mümkünse değiştirin.

Hamurişi

Canınız sürekli börek, makarna ve lazanya türü yiyecekler istiyorsa, kendinizi son günlerde dayanıksız ve güçsüz hissediyor olabilirsiniz. Bir an önce bu yüksek kalorili yiyecekleri tüketmeyi bırakıp taze sebze ve meyveye yönelin. Gücünüzü toplamak için vitamin takviyesine de ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

Pizza
Ev işlerinden sıkıldınız ve canınız pizza çekiyor. Uzmanlar bunu, kişinin bilinçaltındaki sıkıntı ve bağımsızlık ihtiyacına bağlıyorlar. Ev işlerinin dışında kendinize eğlenceli bir uğraş bulup hoş vakit geçirirseniz, sıkıntınızdan ve atıştırmaktan kurtulabilirsiniz.

Zeytin
Sorumluluklarınızın arttığı ve dolayısıyla da çok yorulduğunuz bir dönemdeyseniz, bu psikolojik olarak sizi zeytin yemeye itiyor olabilir. Bu durumdan kurtulmanız için zamanınızı iyi programlamanız, günün hangi saatini hangi işe ayırdığınızı iyi belirlemeniz gerek. Bunun için önce sakin olun ve telaşa kapılmayın, kendinizi sürekli "Her işimi zamanında bitireceğim" diye telkin edin.

Yoğurt
Normal zamanlarda fazla yoğurt yememenize rağmen bu günlerde elinizden yoğurt kasesini düşürmez olduysanız, hayatınızda biraz romantizme ihtiyacınız var. Bir an için hayatınızın en romantik gününü düşünün ve kendinizi o anda ne kadar mutlu hissettiğinizi hatırlayın. Kalıcı bir çözüm değil belki ama kısa süreli de olsa işe yarayacaktır.

Salam Şu sıralar sizin için en cazip yiyecek salamlı sandviç mi? O halde bu günlerde çok yorulmuş olmasınız. Enerji ihtiyacınızı yağlı gıdalar, şarküteri ürünleri tüketerek gidermek yerine temiz havada biraz yürüyüş yapmanız, düzenli uyumanız daha faydalı olur. İşlerinizi zamanında yapamayacağınızdan korkmayı bırakın ve kendinize güvenin.

Karamela
Şekerleme ve bonbonları birbiri ardına yutuyorsanız, bilinçaltınızda bir intikam duygusu yer alıyor. Öncelikle sizi böylesine kızdıran insanla yüzleşmeniz faydalı olabilir. Onu karşınıza alıp hislerinizi anlatın! Hiçbir şey yapamıyorsanız bağışlayıcı olun, daha huzurlu bir yaşamınız olacaktır.

2 Şubat 2009 Pazartesi

Hangi peynir kaç kalori

Hangi peynir kaç kalori


Muzaffer Kuşhan'la Diyet Dergisi 'nden

Buzdolabından ilk çıkarılan da, kahvaltı sofrasının vazgeçilmezi de, simit, zeytin, domates ve rakının ekürisi de odur. Diyetle başı dertte olan peynir tutkunlarına ne demeli peki? 'Kibrit kutusu' etrafında hayatı sürdürmek mayın tarlasında sınırı geçmeye benzer artık. Gerilim had safhadadır ...


Sürekli diyette olan peynir tutkunları için, 'bir kibrit kutusu kadar' sözü bir kabusun da başlangıcıdır adeta… 'Kibrit kutusu' etrafında hayatı sürdürmek mayın tarlasında sınırı geçmeye benzer artık. Gerilim had safhadadır. Kimi zaman mayınlara basmadan aşılır sınırlar. Oysa dönüşü, mayın yüklüdür sınırın. Zira, aşılmış her kibrit kutusu daha da küçülmüş kibrit kutularını beraberinde getirir; yağlısı, tuzlusu, bol kalorilisiyle, 'küçülmeyi' biraz da hak etmiştir peynir…

Evet, diyet listelerinin baş köşesine oturan peynir hayatımızın önemli bir parçası… Öyle ki, sabah güne uyanırken başlar peynirle kucaklaşmamız… Buzdolabından ilk çıkarılan da kahvaltı sofrasının vazgeçilmezi de simit, zeytin, domates ya da rakının ekürisi de odur. Böreklerin harcı, makarnanın tadı, fakirin katığı, zenginin her gün bir yenisini keşfettiği aperitifidir. Burnunu sokmadığı hiçbir sofra yok desek yeridir. Pastaya da katılır, bebek mamasına da…
İnek sütünden yapılan peynirin müptelaları ayrıdır, koyun ya da keçi sütünden yapılanlarınki ayrı...

Otlusundan kızartılmışına, çökeleğinden küflüsüne kadar, kokusu, yumuşaklığı ve sertliği, hatta rengiyle bile her zevke, her keseye hitap edebilir peynir. Söz sanatlarına da katkısı olmuş, 'peynir gemisi'nin lafla mı işle mi daha iyi yürüyeceği şeklindeki tartışmaların odağına oturmuştur.

Peynir, artık kahvaltılık bir malzeme olmaktan çıkıp, ana yemeklere girdi, şarabın tamamlayıcısı oldu. Evde yiyecek bir şey bulamadığımız zamanlarda yaptığımız makarnayı peynirle çeşnilendirdik ya da karnabaharla fırına verdik. Yani peynir, artık tüm öğünlerin ve özellikle diyetlerin ayrılmaz bir parçası oldu… Kısacası bazı tutkunları için aşkın, bazıları içinse bağımlılığın öteki adıdır peynir.

AMA HANGİSİ?

Peynirin içindeki kalori ve yağ oranları, öyle 'aş'a 'katık' edilecek cinsten değil… 'Bir kibrit kutusu' ölçüsü hayati önemi taşıyor bu nedenle. Hangi peyniri ne miktarda tükettiğimiz çok önemli.

Peynirlerin besin değerlerine göz atıp, 'kibrit kutusu' sınırının ne olduğunu görelim istedik. 30 gram, yani yaklaşık 'bir kibrit kutusu' peynir neleri içeriyor.

Dr. Muzaffer Kuşhan sizin için peynirlere not verdi

İSVİÇRE PEYNİRİ

120 kalori, 9 gr. yağ, 290 mg. kalsiyum
Protein ve mineral açısından zengin. 30 gramında, günlük olarak alınması tavsiye edilen kalsiyumun üçte birinden fazlası var.
Sağlık değerlendirmesi: 6

BRİE
96 kalori, 8 gr. yağ, 162 mg. kalsiyum
Brie, yağlı peynirlerarasında gösterilse de içerdiği yağ kaşar peynirinden az. B1 vitamini açısından zengin. Çinko oranı da azımsanmayacak düzeyde.
Sağlık değerlendirmesi: 7

CAMEMBERT
89 kalori, 7 gr. yağ, 105 mg. kalsiyum
Sert peynirlere oranla, üçte bir oranında daha az yağ ve dörtte bir oranında daha az kalori mevcut. Folik asit açısından zengin.
Sağlık değerlendirmesi: 8

PARMESAN
136 kalori, 9.8 gr. yağ, 360 mg. kalsiyum
Kalsiyum deposudur. Makarna üzerine koyacağınız sadece bir çorba kaşığı parmesan, tavsiye edilen günlük kalsiyum miktarının yüzde 15'ini karşılar. Fazlaca tuzlu, ancak çinko oranı bir hayli yüksek.
Sağlık değerlendirmesi: 6

SÜZME PEYNİR
29 kalori, 1.2 gr. yağ, 22 mg. kalsiyum
Gerçekten çok az yağ içeriyor ve kilo vermeye çalışanlar için de ideal. Ancak kalsiyum açısından zengin değil.
Sağlık değerlendirmesi: 10

KAŞAR
124 kalori, 10.3 gr. yağ, 216 mg. kalsiyum
En yağlı peynirlerden, ancak iyi bir kalsiyum ve çinko kaynağı.
Sağlık değerlendirmesi: 6

MOZARELLA
90 kalori, 7.5 gr. yağ, 155 mg. kalsiyum
Orta yağlı olmasına rağmen doymuş yağ oranı yüksek.
Sağlık değerlendirmesi: 8

RİCOTTA
56 kalori, 4.4 gr. yağ, 63 mg. kalsiyum
Nispeten daha az yağ ve tuz içeriyor. Kalsiyum açısından çok zengin değil.
Sağlık değerlendirmesi: 9

KEÇİ PEYNİRİ
59 kalori, 4.7 gr. yağ, 57 mg. kalsiyum
İnek peynirine oranla az kalorili. D vitamini açısından zengin. Ancak kalsiyum, ya da çinko açısından zengin olduğu söylenemez.
Sağlık değerlendirmesi: 9

BEYAZ PEYNİR
75 kalori, 6 gr. yağ, 108 mg. kalsiyum
Yarım yağlı kaşardan daha az kalori içeriyor. Kalsiyum oranı ne çok az ne de fazla. Tuzlu ve D vitamini açısından zengin.
Sağlık değerlendirmesi: 7

Alırken, saklarken, yerken, bunları unutmayın!

Beyaz peynir çok fazla gözenekli ise alırken bir kez daha düşünün. Gözeneklerin fazlalığı, asitli süt kullanıldığını gösterir.

Beyaz peynir ambalajına fazla su salmışsa bu peynirin yeterince olgunlaşmadığını gösterir.

Tadıldığında çok fazla ekşilik veren beyaz peynirden kaçının. Ancak ekşi oranı çok az olan peynirde yoğurt kültürünün kullanılmış olabileceği aklınızda olsun.

Taze kaşar peyniri açık sarı renkte, homojen yapıda, süt kokulu, kolay dilimlenebilir ve az tuzlu olur.

Dil peyniri az tuzlu olmalı ve lif lif ayrılabilmelidir.

Peynir, ışıksız ortamda (buzdolabında, sebzelik gözünde) saklanmalıdır.

Peynir hemen tüketilmeyecekse, kendi ambalajında saklanmalıdır. Ambalajı açıldıktan sonra ise mutlaka saklama kabında veya ambalaj malzemelerine sararak korunmalıdır. Aksi takdirde peynir nemini kaybeder, aroması ve lezzeti azalır.

Beyaz peynir; ambalajı açıldıktan sonra, içme suyuna, yumurta yüzecek kadar tuz eklenerek hazırlanan sıvıda saklanabilir. Böylece peynirin olgunlaşma süreci de devam eder.

Peynir dilimlere ayrılmadan saklanmalıdır, böylece dış ortamla teması en aza indirilebilir.

Kabuklu peynirler (eski kaşar gibi), kabuğu temizlenmeden saklanmalı, temizleme işlemi peyniri tüketmeden hemen önce yapılmalıdır. Krem peynirler mutlaka kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalıdır.

Kızartma peynirler tüketilmeden önce 4-5 saat suda bekletilerek tuzu alınmalıdır.

Beyaz peynir dışındaki peynirler yıkanmaz, su ile temas peynirin lezzet ve aromasının kaybolmasına yol açar.
Beyaz peynirleri keserken, bıçağı ıslatmak peynirin düzgün kesilmesine yardımcı olur.

YÖRESEL TATLAR

Kars gravyer peyniri

Peynir ve zeytin cenneti olan Türkiye'de, tam 23 çeşit yöresel-özgün peynir bulunuyor.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Dergisi'nde (PERDER) yer alan bilgilere göre, Türkiye'de en yaygın olan peynirlerin başında beyaz peynir ve kaşar peyniri geliyor.

İşte, bir dönem sadece üretildiği kentin sınırları içinde kalan, ancak şimdilerde farklı lezzetleriyle her tür tüketiciye ulaşabilen, özgün peynirlerimiz: Mihaliç (kelle) peyniri, keçi peyniri, Erzincan tulum (şakak) peyniri, İzmir tulum peyniri, Van otlu peyniri, lor, Urfa beyaz peyniri, dil peyniri, Çerkez peyniri, Abaza peynirleri, tel (civil) peyniri, çökelek, Yozgat çanak peyniri, külek peyniri, Hatay cara (testi) peyniri, örgü peyniri, golot peyniri, İstanbul çayır peyniri, Manisa çayır peyniri, Ordu torba peyniri, Giresun imansız peyniri, Kars gravyer peyniri ve Denizli yörük peyniri.

"Türkiye'deki insan mozaiği, peyniri de çeşitlendiriyor"

Özellikle peynir çeşitlerinin fazlalığıyla övünen Fransızlarla, bir rekabete girmemiş olsak da ülkemizde de hatırı sayılır bir peynir lezzeti var. Prof. Dr. Artun Ünsal, bu çeşitliliği bizzat yerinde tespit etmiş. Sadece şarküterilerde gördüğü peynir çeşitleriyle yetinmemiş, semt pazarlarına, oralardan da Anadolu'nun dört bir köşesine 'peynir' yolculuğuna çıkmış. 'Süt Uyuyunca' kitabıyla noktaladığı gezilerden izlenimleri de bir hayli ilginç. Zira peynir tüketim alışkanlıkları yöreden yöreye değişiyor. Kaşar peyniri, bizim bildiğimiz kaşar peynirinin ötesinde dil peyniri olabiliyor, örgü peyniri, hellim peyniri olabiliyor.

Ünsal. peynirdeki çeşitliliği ise insan mozaiğine bağlıyor. "Orta Asya'daki atalarından öğrendiği şekilde bir peyniri yapan köylüye karşılık, Balkanlar'dan, Trakya'dan ve daha birçok yerden gelenlerin peyniri tabii ki çok farklı olacak. Bu topraklarda var olan mozaiği düşünürseniz müthiş bir zenginlik gözünüze çarpar" diyor. Dünyada 8 peynir yapım çeşidi olduğunu Türkiye'de ise 7'sinin kullanıldığını söylüyor Artun Ünsal.

Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Asya Çetinkaya da Türkiye'nin peynir haritasını çıkarmış, 260 peynir çeşidi elde etmiş. Ancak, peynirlerin birçoğu yapım benzerliği gösterdiği için bunları eleyerek 193 peynir çeşidini içeren bir kitap ve harita oluşturmuş.

'Light' diye aşırıya kaçmayın siz yine de!

Piyasadaki pek çok markanın diyet peynirleri ile 'kibrit kutusu' sınırını aşıp aşmamak sizin kararınız artık.
Hemen bütün peynir ürünlerinin "light"ları var marketlerde.

Düşük kalorili, şekersiz, tuz oranı azaltılmış, yağsız, diabetik peynir ürünlerini bulmak zor değil. İşte birkaç örnek. Sütaş'ın light kaşar peyniri, kalori oranını sınırlamış.
Pınar'ın Labne light sürülebilir krem peyniri,
Pınar Labne'nin yüzde 50 daha az yağlı ve yüzde 30 daha az kalorili halidir.
Yörsan'ın light teneke beyaz peyniri yine az kalorili olarak piyasada.
Ülker'in mavi yeşil light kaşar peyniri de az yağlı az kalorisiyle diyet listelerine uygun.